Call of Duty: Modern Warfare 3 Hikaye İncelemesi
Milyonlarca kişi beklediğimiz oyun sonunda çıkışını gerçekleştirdi. Bir hafta önce ön sipariş verenler için campaign kısmına erişim açılmıştı, bu sayede oyunun hikayesini izleyebildim. Yapılan rebootla birlikte orijinal serinin tadının verilebileceğinden şüpheliydim fakat ilk iki oyun gayet başarılıydı. Aynı şeyleri serinin bu oyunu için de söylemek isterdim ama ne yazık ki gerçekten rezalet denecek kadar vasat bir hikaye deneyimi sunulmuş. Baştan söyleyeyim, bu yazıda hikayeyle ilgili küçük fakat önemsiz spoilerlar bulunabilir.
Hikayeyi Bu Kadar Kötü Yapan Ne?
Öncelikle Call of Duty dendiği zaman hemen hemen herkesin aklına 7-8 saatlik bir hikaye, üzerine uğraşılmış bölüm tasarımları vs. gelir. Ne görsek iyi? Adamlar serisi hikayesiyle hatırlanan oyuna 3 saatlik hikaye yazıp önümüze sürmüş. "Belki çok uğraşmışlardır, kısa ama etkili bi' 3 saat olmuştur." diyen vardır. Şöyle cevaplayayım; adamlar gitmiş, "Open Combat Missions" diye yenilik adı altında saçma sapan bi konsept getirmiş, bize hikaye modu içinde warzone oynatıyorlar. Bölümler multiplayer'dan, warzone'dan alıntı, loot yaparak hikaye modu oynuyoruz. Yapay zekadan bahsetmeye hiç gerek yok boşunuza midenizi bulandırmayayım.
Hikaye İçeriği
Son oyunda bildiğimiz üzere Makarov sahneye girişini yapmıştı; fakat eski Makarov'un ne o korkutucu yüzünden ne de tehditkâr sesinden eser yok. Hikaye yine takdir edileceği üzere Makarov'un hapisten kaçması, kısa sürede farklı yerlerde birçok saldırı düzenlemesi ve Price ve ekibiyle olan mücadelesi etrafında dönüyor. Meşhur "No Russian" bölümünden bahsetmezsek olmaz. Bu sefer olay havalimanında değil de bir uçağın içinde gerçekleşiyor, ama şunu söylemeliyim ki bölümü gerçekten beğendim ve öncekiyle aynı etkiyi bırakmasa da Makarov'un düzenlediği komployu hayranlıkla izledim. Hikayenin sonuna gelecek olursak, hiç etkili olmadığını düşünüyorum. Biraz oldu bittiye getirilmiş, bir an önce bitirelim de sonraki oyunun yapımına başlayalım dermişçesine bir son hazırlamışlar. Bu da tabii ki bizi derinden üzdü.
Kemik Kadro "Task Force 141"
O kadar konuştuk, sıra geldi bizim krallardan bahsetmeye. Tüm ekip yine bildiğimiz gibi; ağırlığını, profesyonelliğini, kalın seslerini çok ciddi bir şekilde koruyor. Geliştiriciler, Ghost'a olan sevdamızdan ötürü karakteri günümüz tabiriyle "Alfa" veya "Sigma" olarak canlandırmayı başarmış. Önceki oyunda olduğu gibi Soap'la uzun uzun samimi diyalogları yok fakat yine bu ikili birlikte operasyonlar, sorgular yürütüyor. Oyunun belki de en çok beğendiğim şeyi de Ghost'un sorgu sahneleri, bir adam düşünün, konuştuğunda anlık olarak herkes susuyor ve sorusuna cevap veriliyor. Sinematikleri izlediğinizde ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Diğer tarafta Kaptan Price ve Gaz yine bıraktığımız gibi, yargı dağıtmaya devam ediyorlar. Bir önceki oyundan yağdırılan övgüler, beğenilerden dolayı olmalı ki geliştiriciler bu oyunda Ghost'a biraz daha ağırlık ve soğukkanlılık vermiş.
Şimdi Ne Olacak?
Görünüşe göre Infinity Ward, oyunları artık sadece tüketilsin diye çıkarıyor. Hikayelere, multiplayer'a verilen önemi son iki oyunda bize gayet iyi gösterdiler. Bu DLC tadında oyunu 70 dolardan satışa çıkarmak da bardağı taşıran son damlaydı zaten. Pek değişeceğini sandığımdan değil ama, bize artık bu saatten sonra diğer oyunları beklemek düşüyor.
Omg are you Turk?
YanıtlaSilYessir
Sil